Açık havada vakit geçirmek isteyince, güneşde açınca soğuğa alddırmadan köye gittik. Anneannemler Çatalca'nın köyünde oturuyorlar. Köyün güzelliklei saymakla bitmez. Mesela 5 dakikalık mesafe ile Karadeniz sahilinde olabiliyorsun. Yazın plaj nedeni ile köy çok kalabalıklaşır. Tabi turistik bir yer değil, küçük bir lokantası var sadece. Denize ise pek güven olmaz, birden derinleşir, hafif bir rüzgar dalga sebebidir. Küçükken hep girerdik, ama artık karşıdan seyretmeyi seviyorum.
Sahile gittiğimizde yamaç paraşütü yapan bir grup olunca manzaraya ek olarak onlarıda izledik.
Onları izlerken özensemde denemeye cesaretim yok. Havada süzülmek güzel ama aşağı bakarken her türlü ihtimal aklıma gelir...
Bizim köyde seçenek çok. Denizden sıkıldım derseniz sizi göl kenarına alabiliriz. Terkos Gölü'nün bir ayağı bizim köye kadar uzanıyor. Bu sene yağmurlu geçince sular iyice yükselmiş.
Hayvansız köy olmaz tabi. İneklerde bu gün göl kenarını tercih etmişler.
Ve iki katlı kalasik köy evimiz :))
Yazın kahvaltımızı hep burda yaparız, asma yeşillenmiş, arkada çiçekler açmış olur. Ama malum havalardan bahçe henüz bahar havasına bürünememiş.
Ve anneanneciğim gerçeklerine bakamadığı için heryeri çeşitli taştan hayvanlarla doldurmuş. Bir tanede küçük gerçek kedi var bahçede. ben korktuğum için uzaktan bakmakla yetindi tabi. İstanbul'a yakın olduğu için bütün yenilikler hemen köye yansır o yüzden bizim köyü çok seviyorum. Son yıllarda üniversite okuyan kızlarında sayısı arttı. Yeniliklere ve imkanları doğrultusunda eğitime önem verdikleri için örnek köylerden biridir. Ve ne diyoruz herkezin gidecek bir köyü olmalı :))
Ben bu haftaya temiz hava ve bol enerji depolanmış bir şekilde giriyorum. Herkeze güzel bir hafta dilerim :))