27 Temmuz 2011 Çarşamba

6 Saniye


6 saniye kısacık bir zaman dilimi olsada, bazen çok şey değişebilir...

Irak'da kocası ve oğlu gözlerinin önünde öldürelen bir kadının acısı ve intikam alma isteği...
Amerika'da yaşayan bir aile. Kocası kamyon şöförü ve  paraya ihtiyaçları olduğu için Irak'a gidiyor. Döndüğünde ise adam tamamen değişiyor...
Kanada'da suçluluk duygusu içinde bir dedektif. İzindeyken kamp yaptığı bölgede yaşanan ölüm olayını çözmeye çalışıyor...

Ve onların yollarının nasıl kesiştiğini öğrenmek için kitabı okumak gerekiyor. Elinizden bırakamayacağınız sürükleyici bir kitap.  İntikam duygusundan yararlanmak, ne olduğunu bilememek ve yardım edecek birilerine ulaşamamak, suçluluk duygusu ve vicdan azabı hepsi bu kitapta. Kitap arkasında kitabın merak uyandıran detaylarını bile anlamanıza yetecek ayrıntılı tanıtım yazılarından hoşlanmadığım için ilk sayfalarda olanları yazıyorum sadece. Çünkü merakla okumak en güzeli. Bu kitap top 10 listemde yerini aldı size de tavsiye ederim :)

26 Temmuz 2011 Salı

Erik Suyu

Bütün kış erik hayali kurmama rağmen keyifle yediğim zaman çok kısa oluyor. Erikler tatlanmaya başladığı zaman benim içinde erik keyi bitmiş oluyordu. Ama artık erik suyu ile serinlemeye devam ediyoruz. Bunun için tatlı sarı erik, renk vermesi içinde biraz kırmızı erik gerekiyor.




Yapılışı ise çok kolay. Erikleri suda kaynatıyorsunuz. Ölçüsü yok erik ne kadar fazla olursa aromasıda o kadar fazla oluyor. Erikler yumuşadıktan sonra ocaktan alıp, süzgeçden geçiriyorsunuz. Suyun içine damak zevkinize göre toz şeker ekliyorsunuz. Sıcağı ile karıştırınca şeker hemen eriyor. Fazla eklememekte fayda var yoksa şerbete dönebilir :)

Bu tarifin birde erikler ezilerek mermelat gibi katı hale getirilip, sonra sulandırılarak içileninden denemiştim onu ben pek sevmiyorum, ama oda bi alternatif.

     Soğuduktan sonra afiyetle içebilirsiniz :)) Hafif mayhoş tadı ile hem sağlıklı hemde çk güzel :)

21 Temmuz 2011 Perşembe

Karamandere

Av Mevsimi'ni izlerken başlangıç sahnesini gördüğümde aşkıma bu sahne kesin Karamandere'de çekilmiş demiştim. Sonra birkaç yerde orda çekildiğini okudum ama tam olarak araştırmadım tabi. Bizim köye çok yakın olduğu için küçükken oraya pikniğe çok sık giderdik. Ağaçların iki taraftan sardığı içini rahatlıkla görebildiğiniz pırıl pırıl bir dere.





Küçükken mayolarımızı giyip burda yüzerdik. Derelerde su yılanları vardır, şimdilerde düşündükçe korkmadan nasıl giriyormuşuz diyordum. Ama tekrar gidince büyüsüne kapılıp etekleri toplayarak içinde yürümeye başladım. Kaygan taşlardan dolayı bir kaç kez düşme tehlikesi atlatsamda buz gibi su iyi geldi.
Şimdi yazarken ya yılan çıksaydı diye düşünmeden edemiyorum :))





Ve son olarak " dönmek istemiyorum" duygusu ile pazar sendromunun birleşmesi ile baş ağrısına tutulan ben :)


19 Temmuz 2011 Salı

Bizi Karşılayanlar

Bu haftasonu gene bizim köydeydik. Bu sefer bizi renk renk çiçekler karşıladı.




Sonra yenmeye hazır dalından koparılmayı bekleyen biberler ve salatalar vardı. Anneannem hasta olduğu için küçükde olsa bahçe ekmesini istemiyoruz hep kızıyoruz. Ama sonra gidip yemekten, anneanne turşu bitti, tarhana bitti göndersene demekten de vazgeçemiyoruz. Tabi oda her yıl ekmeye devam ediyor :)



Cunda hatırası rüzgar çanı hafif rüzgarda güzelce salınacak bir yer bulmuş kendine.


Ve sakin havada Akedeniz'i andıran dalgasız Karadeniz yürüyüş için bizi bekliyordu. Yanımda plaj kıyafetlerimin olmamasına çok üzüldüm.Bu seferlik ayaklarımı serinletmekle yetinmek zorunda kaldım.

Fotoğraflar çok, yarında çok güzel bir derenin fotoğraflarını paylaşacağım :))

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Balkon Artık Hazır

Nihayet balkon için yapmamız gereken alışverişi gerçekleştirerek, eski masa ve sandalyelerden kurtulduk ve balkonu sevimli bir hale getirdik. İki kişilik bir aile olunca, bir masa ve iki sandalye bizim için yeterli oldu. Gerçi balkonumuz daha fazlasını da kaldıracak kadar büyük değil :) Masa takımı Pratikerden , minderler ise Ikea. Bu iki mağazanın yanyana olmasını seviyorum, yanlarında birde forum olunca bahçe, dekorasyon, kıyafet, market alışverişleri bir arada yapılıyor. Tabi gezmek saatler sürünce beylerin bu durumdan pek hoşlandığı söylenemez :))




Kırmızıyı çok sevdiğim için balkonda çoğu şey kırmızı ek olarakda krem. Sırt minderini kırmızı tonunda, oturma minderini ise krem tercih ettik.

Mum yakmadan olmaz tabi :))



İri nazar boncuklarının görüntüsüne bayılıyorum, görüntüsü ile kaseyi renklendirdi. 


Ve bizim oksijene doyduğumuz balkonumuzun manzarası... Almayı düşündüğüm bir kaç şey var, onlarıda tamamladığım zaman inşallah istediğim gibi olacak.


11 Temmuz 2011 Pazartesi

Bitti...

Okulda dersin son 5 dakikası kalmıştır devamlı saate bakarsınız zaman geçmek bilmez. Ama güzel bir zamanı yaşarken de dakikalar o kadar hızlı geçerki herşeyin tadı damağımızda kalır tıpkı tatildeki günler gibi. Tatil bitti tilki misali ofise geri döndük :) dinlenmiş,  ve mutlu olarak....



Tatil evde başbaşa kutlamamız ile başladı. Tatil boyunca bira, kızartma tüketimi fazla olunca tatil + 2 kilo ile tamamlandı. Bu biraz üzücü olsada artık sporla hemen geri vereceğiz :)) 



Sonrasında da şezlong, havuz arasında git gel ile günler geçti. İstanbul'u haftaiçi gezmeyi planlarken, üşengeçlik artınca gezme mecburi alışverişler, ve bir düğün daveti ile kaldı. Sıcakta gezmektense çevre yerlerin keşfini sonbahara bıraktık.

Ben tatil modundan çıkıp çalışmaya çalışırken, hepimize güzel ve hızlı geçecek bir hafta diliyorum :))

1 Temmuz 2011 Cuma

Tatil.......


Cumaları dahada güzelleştiren tek şey, o gün izne ayrılıyor olmaktır. Yani benim Cumam bugün  çok çok güzel.  19 Mayıs'da bile çalıştığımı düşünürsek en sok ekstra tatilim sanırım Kurban Bayramında idi.  O yüzden daha fazla beklemeden tatilimin ilk haftasını kullanmaya karar verdim.

Tatil programımızın hala belli olmadığını söylerken ben bile şaşıyorum. Her sene tatillerimizin ilkinde, Çatalca, Sapanca, Güzelce'de olan aile ziyaretlerine ayırır, ikincisinde kendi tatilimizi yapardık. Ama bu sene etrafdaki aile fertlerinin çoğunluğu da tatilde olunca program eksik kaldı.

Eğer planda değişiklik olmassa, bu hafta İstanbul ve yakın çevresinde turist olmayı düşünüyoruz. Malum haftasonları kalabalıktan dolayı gidemedeğimiz yerleri rahatça dolaşıp, bol bol fotoğraf çekip, havalar şaşırıp da ısınırsa havuza kaçarak bol bol dinlenmiş ve bronzlaşmış olarak geri dönmeyi düşünüyorum.

Güneşli, neşeli haftasonlarımız ve sonrasında benim tatillerim olsun :)))