30 Ocak 2012 Pazartesi

Evde Olunca


Haftaçi evde olmanın nasıl güzel bir his olduğunu unutmuşum. Cuma günü unuttuğum bu keyfi yaşadım. Biraz ağrım olsada günü oturarak geçirince çok güzel geçti.




Annem oturmaktan sıkılınca , tek ayağına basarak evde küçük çaplı birşeyler hazırladı. Banada sevdiğim koltuğuma kurulup tadlarına bakmak düştü.



Sonra birazda köşe koltuga geçip çayla içimi kaloriferle de ellerimi ısıttım.



Evdeyim ya o köşeden o köşeye gezindim diyebilirim. Birazda balkon camından dışarsını seyrettim.



Sonra dışardan yokuşta kayan çocukların seslerine kulak verip onları izledim. Ama üşümüş olmalılarki ben  fotoğraflarını çekene kadar onlar gitti :(  İşe giderken kabusum olan kar evde olunca güzel geldi.  Arada ev hanımı olmak çok keyifli, işteyken aklım evde kalacak :)

Ve yine karlı bir hafta, hepimize güzel bir hafta olsun :))

25 Ocak 2012 Çarşamba

Şeytanın İflası




Nermin Bezmen'in anlıtm dilini sevdiğimi daha önce burada  ve burada yazmıştım. Sırça Tuzak'ın devamı olan bu kitabın anlatım dilini ise hiç beğenmedim. Tıpkı Bizim Gizli Bahçemiz'deki gibi abartılı bir anlatım var. İyiler tam bir melek, kötü ise şeytan.  Kitaptaki aile Vardarlar diye geçesede Bezmenler olduğunu varsayarsak Nermin Bezmen özellikle Anberin karakterini ( bana göre kendini ) okadar çok övmüşki okurken bana çok sıkıcı geldi.

Çok iyi diye sınıflandıraln insanların bile mutlaka kötü denebilecek yönleri vardır. Ama bunlar ukat tefek şeyelerdir. Kitaplarda veya dizilerde bir karakterin melek gibi gösterilmesi, hiçbir zafının olmaması bana itici geliyor.   

Kurt Seyt & Shura / Murka,   Sır ve Aurora'nın İncileri'ni yazan yazar ile bu kitabın yazarının aynı olması çok şaşırtıcı. Onların verdiği keyfi bu kitaptan alamadım. Ama Sırça Tuzak'ı okuyanlar için devamını öğrenmek adına okunabilir.

23 Ocak 2012 Pazartesi

İstanbul Efendisi


Cuma akşamını uzun zamandır ihmal ettiğimiz tiyatroya ayırdık ve çok eğlendik. Istanbul Efendisi bol müzikli ve eğlenceli bir oyun. Ve anladımki Engin Alkan'ın yönettiği oyunlar bana hitap ediyor.



Çağlar Çorumlu ise benim gönlüme taht kurdu. Birkaç dizide oynamıştı, ama orda oyunculuğunu gösterme imkanı bulduğunu zannetmiyorum. İlk kez Tarla Kuşuydu Juliet'de izlemiştim, müthişti bu oyunda gene müthiş. Sadece onu izlemek için bile gidilir. Komedide abartıya çok kaçıldığı için çoğu oyuncuyu fazla sevemiyorum, ama Çağlar Çorumlu role öyle bir bürünmüşki rol yapmıyor gerçekten yaşıyor.

Oyunun konusu ise sitede kısaca anlatıldığı gibi : Kendine damat beğenen bir baba kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? Savletî Efendi, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlamıştır... Musahipzade Celâl, İstanbul Efendisi ile Osmanlı'nın Lale Devri'nden sonraki gündelik yaşantısını ve sosyal ilişkilerini hicvediyor.

18 Ocak 2012 Çarşamba

Böyle Çalışırım :)

Geçen hafta annem düşmüş, ayağı kırılınca alçıya alındı. Bende evde tek kalmasın diye bize getirdim. Gündüz yalnız olsada en azından akşamları beraber oluruz yemek yapmayı  düşünmez rahat oturur diye düşündüm. Dün de ben işteyken teyzemler bize gitti. Akşam eve gittiğimde yemekler, iki çeşit börek yapılmış, sofra kurulmuş herşey hazır beni bekliyorlar. Üstünü değiştirip hazır sofraya kurulmak ne güzel birşey. İşten geldin yorgunsun diye sofrayı toplamak için yardım etmeme bile izin vermediler :) Evimde misafir oldum.

Teyzemle eniştem gitti, bekar olan teyzemde birkaç gün bizde kalacak. Biraz önce telefonla konuştuk, ütünün yerini sordu sepetteki ütü yığını gözüne çarpmış ütüleyecekmiş :) Böyle bir annem ve teyzemler olduğu için  çok şanlıyım, sevmekle yetinmeyip her konuda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Birde uzak olmasak aynı semtte otursak ne güzel olacak. Kısaca bu hafta ben çok çok rahatım :)) Hazır sofraya kurulup  sonrasında  bol muhabette olacağım :))

13 Ocak 2012 Cuma

Hayal İşte

Bu aralar tembel bir dönemdeyim. Devamlı kendimi evde koltuğa uzanmış, battaniyeye sarılmış bir halde düşünüyorum. Televizyona bile gerek yok, biraz kitap çoğu zamanda boş boş durmak yeter. Yani hiç çalışasım yok. Evde oturmakta bir süre sonra  sıkıcı gelir demeyin, bir şey yapmama hayalim geçtikten sonra bol bol gezerek sıkılmaya vakit bulamam. Bu hayelle dün piyango bileti aldım, genelde amorti bile çıkmıyor ama hayal işte :))

Hayallerin gerçekleştiği bir hafta sonu olsun :))

11 Ocak 2012 Çarşamba

Şah Mat

Yeni yılda okuduğum ilk kitap " Şah Mat" oldu.  Polisiye gerilim olması kitabı almam için yetti. Şehrin korkulu rüyası haline gelmek isteyen bir katil, iletişime geçtiği bir haberler kraliçesi, polise destek veren bir suç psikiyaristisi. Katil cinayetlerine devam edeceğinin haberini verirken diğerleride kendi yöntemleriyle onu yakalamaya çalışıyorlar. Sürükleyici güzel bir kitap, polisiye sevenlere tavsiye ederim.

Kitabım bitmeden evde okunmayı bekleyen yeni kitaplarımın olmasını seviyorum.  Sıradakiler ; Nermin Bezmen " Şeytanın İflası" , Elif Şakaf "İskender" ve Aşye Kulin "Gizli Anların Yolcusu" 

5 Ocak 2012 Perşembe

Kandırmak...

Anneannem ile ablam beni evde teyzemle bırakıp komşuya gidiceklermiş, ben olayı hatırlamadığıma göre sanırım 2- 3 yaşlarındaydım. Gideceklerini belli etmeden kaçmaya çalışıyorlarmış, bende "anlıyorum anlıyorum beni bırakıp gidiceksiniz " diye peşlerini bırakmamışım. Aneannem hala anlatır seni kandırmak ne mümkün cin gibiydin der.

Ama ne kadar cin gibide olsak hepimiz kandırılmışızdır. Küçükken uslu duralım diye, okulda derslerde daha başarılı olalım diye çok vaatlerde bulunulup bazıları gerçekleştirilmedi. Sizi bilmiyorum ama benim ailem çoğu zaman beni kandırmış oldu.  Tabi lise yıllarında da benim kandırdığım zamanlar oldu, mesela ÖSS için hazırlanırken etüddeyim deyipte gezdiğim zamanlar.

Birşekilde birbirimizi kandırdık. Belki de  mecburduk pek fazla seçim hakkımız yoktu, izin almak gerekiyordu, izin verilmeyeceği durumlarda bu yol tek çare gibiydi.

Özünde aynı olsada bu durumları yalan söylemek gibi değerlendiremiyorum. Bir soruya doğru cevap vermiyorsan yalandır. Ama diğerinde bir olaylar bütünü var bana göre kandırmak bu duruma daha çok yakışıyor.

Yetişkin olunca işler değişir sanıyorsun. Ama  yaş 11 veya 31 farketmiyor, sevdikçe güvendikçe hala seni kandıranların olduğunu öğreniyorsun. Bahaneler çeşitli; "senin iyiliğin için" yada "sen üzülme diye" ama sonuç değişmiyor. Öyle yada böyle sonunda üzülüyorsun...

2 Ocak 2012 Pazartesi

Bizde Son Gece


Yazın karınca gibi çalışmanın karşılığında; kışın uğraşmadan, yorulmadan kısa sürede pratik yemekler hazırlayabilmek çok zevkli. Boş buzdolabı bölümüne inat difrizdeki közlenmiş biber, közlenmiş patlıcan, tavuk sayesinde iki kişilik soframızı hemen hazırlandım.

Yeni yıla evde girmek güzeldi ama tek endişem, bütün yılın köşe koltuk üzerinde geçebilme ihtimali :)


Bu düşünceyi hemen unuturak, gecenin sonunda pastamızla ağzımızı tatlandırdıktan sonra, bütün bir yılın böyle tatlı geçmesini diledik :)  Yeni yılın ilk haftası güzel haberlerle,  sevindiren süprizlerle dolu olsun, iyi haftalar :)