29 Temmuz 2010 Perşembe

Sıkıntı Geçti, Mutluluk Döndü :)


Sıkıntılı geçen haftalardan sonra bugün mutluyum, pek çok sebep biraraya gelip en sonunda beni neşelendirdi.

Acaba hangisi ?

Uykulu bir vaziyette ofise doğru gelirken, bir mağazanın camının Koton yazan bir afiş ile kapandığını gördüm. Sanırım Koton açılıyor, her gün uğrayabilirim artık :)

Durgun geçen günlerden sonra, Nisan Ayı için 250 kişilik Italyan bir grup teklifimiz onaylandı. Sözleşme aşamasına geçiyoruz. İşyerimin kapanması küçük de olsa bir ihtimal iken bu grup bu düşünceyi tamamen sildi :)

1,5 aylık bekleyişden sonra, yeni arabamızın plaka ruhsat işlemleri haftaya sonuçlanacak ve teslim alabileceğiz :)

En mutlu eden neden ise haftaya Cuma akşamı tatile çıkıyoruz :)


Ve bilgisayrımda daha önce görmediğim bu resmi buldum, bugünkü ruh halime göre :)

23 Temmuz 2010 Cuma

Kötü Alışkanlık



Bugün sigara almak için cadde üstündeki tekel bayine uğradım. Aldıktan sonra bir bayan firmadan geldiğini söyleyerek  satışını yaptıkları sigara hakkında bilgi vermek istedi. Değiştirmeyi düşünmüyorum deyip ayrıldım. Paketlerin üstündeki yazılara ek olarak eklenen resimlerden sonra, firmalar da bu tarz tanıtıma başlamış.

Bir ürün tanıtımında, ürünün etkileri ve faydası hakkında bilgi verilir. Bu bayan  ne söyleyebilir diki   " İçtiğniz sigara ciğerlerinizi maf ediyor, ama iddialıyız bizimki bu konuda daha başarılı" deyebilirdi belki.

Tek kötü alışkanlığım sigara, hiç başlamasaydım keşke. Maalesef alışınca bırakması zor oluyor

Herkeze sağlıklı mutlu hafta sonları dilerim.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Fener & Balat

Yalçınlar'daki kursumuz bitti. Kursa gitmeseydim sanırım sadece otamatikte çekim yapardım, ama sevgili hocamız Özer Kanburoğlu sayesinde pek çok şey öğrendik. Tabi kurs amatörler için, onlar  her şeyi öğretiyor geri sizin ilerletmenize kalmış :)

Pazar günü de Özer Hoca eşliğinde katılımcılar için Fener- Balat gezisi vardı bizde katıldık, Yıkık dökük evler, restore edilmiş evler, fotoğraf çektirmeyi seven çocuklar eşliğinde bol fotoğraflı keyifli bir gün oldu.


 Bu ufaklığı annesi cam önüne koydu, hadi bunu da çekin dedi. Sonra işinin başına döndü, çocuğu oyalamak için iyi bir yöntem :)



 

 Bu güzel kız önce akrabotik pozlar verdi. Ama çabuk sıkıldı ve kızgın bir şekilde bakmaya başladı.



Patrikhane'den bir kare.



Mekan olarak burada yaşamayı çok tercih etmesemde, bu ev fikrimi değiştirebilir, çok beğendim :)

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Cakehouse

Sanırım  ilk ve son kez beraber 8 yıl önce gitmiştik pazara.  Bu hafta o taraflarda olunca Beşiktaş pazarına da uğramayı teklif ettim ve  aşkım kabul etti. Ben dolaşırken oda Cakehouse Cafe'yi bulmuş.



Çok şirin bir yer. Yanınızda pazar gezmek istemeyen biri var ise buraya bırakabilirsiniz. O gazatesini okurken bir şeyler içer veya yer. Sizde rahat rahat gezerbilirsiniz.
 Ben döndüğümde aşkım "A çabuk geldin" bile dedi...

16 Temmuz 2010 Cuma

ATM

Bu sabah ATM'den para çakarken, yeğenim geldi aklıma. Bir gün beraber dolaşıyorduk. Beni para çekerken gördü, sonra koşarak arkadan gelen annesine gitti " anne çabuk gel bu makina para veriyor bizde alalım" diye tutturdu  O zaman 3,5 yaşındaydı anlatttık, hiç bir yerden karşılıksız para alamayacağını öğrendi.  Aslında onun düşündüğü gibi olsa gerçekten fena olmaz :)

Bu hafta sıkıcı olduğu için çooook uzun sürdü benim için. 2 günlük tatil de böyle uzun sürse....

13 Temmuz 2010 Salı

Sıkıcı İstanbul

Evlendikten 1 -2 sene sonrasıydı sanırım, ailemdekilerin bazısı yazlıkta idi, diğrerleri de tatile çıkmışlardı.İlk defa İstanbul'da onlarsız kalmıştım. Çok kötü bir duygu idi, kendimi yapayalnız hissetmiştim. Şehir dışında okuduğum için buna alışık olmam gerekirdi, ama İstanbul'da onlarsız olmak tuhaf bir duygu idi. Aşkım bu mahzunluğum geçmesi için özel ilgi göstermişti :)

Şimdi gene benzer duygular içerisindeyim, ablamlar ve annem yazlıktalar, babam zaten  Güzelce'de oturuyor.  Ben gene burda kaldım... Günler çabuk geçsin biz de tatile çıkalım artık, sıkıldım İstanbul'dan...

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Özgürlük



En sonunda sınav bitti. Artk özgürüm, tv seyrederken vicdan azabı çekmeyeceğim, rahatlıkla gezebileceğim, okumak için sabırsızlandığım kitaplarımı okuyabileceğim. Bu kedi gibi özgürüm artık. Tekrardan öğrenci olmak zormuş, artık kurtuldum :)))

8 Temmuz 2010 Perşembe

Çalışmamak

Mezun olduğumda hemen iş bulamamıştım ve çalışanlara özeniyordum. Ne güzel, sabah kalkıp süslenip işlerine gidiyorlar. Toplantıları, görüşmeleri var en öenmliside kartviz sahibi olmak çok cazip geliyordu. Sonra iş hayatım başladı ve özendiğim herşeyin ne kadar önemsiz olduğunu anladım. Eski iş yerimde cumartesi de 5'e kadar çalışıyorduk. Bir tek pazar kalıyordu, onada neyi sığdırabilirsen artık. Burda hafta sonu çalışmıyorum 2 gün tatil sahibi olmak büyük şans.

Ama bu da yetmiyor , artık çalışmayanlara özeniyorum. Hafta içi annemle teyzemle kahvaltı edebilmek, pazara gidebilmek, yemekleri hazırlayıp eşimin gelmesini beklemek  yada hiç birşey yapmadan evde televizyon seyredebilmek ne büyük bir lüks.

Şartlar elverse hemen işi bırakırım. Hiç sıkılmam her gün birilerine kahvaltıya kahveye giderim, onları davet ederim, dikişe başlarım. Sonrasında geçen sene üye olduğum ama hiç bir katkıda bulunma fırsatı bulamadığım Lösev'e zaman ayırırım. Çocuklara kitap okumak, standlarında yer almak ve diğer ihtiyaç duydukları konularda destek olmak isterim. Ne güzel olur her şey ...

5 Temmuz 2010 Pazartesi

3 AVM


Cumartesi günü kurstan sonra boş vaktim çoktu. Bu boşluk sırasında ufak çaplı bir rekora imza attım sayılır. Hava sıcak olduğu için dışarda vakit geçiremedim ve sırayla Metro City, Cevahir ve son olarak Akmerkez'i dolaştım. Mağaza gezmeyi sevmeme rağmen çok sıkıcıydı. Ödülüm ise amcamlardaki yemeğimizdi. Zevkine her zaman hayran olduğum yengemin yeni yaptığı abajura bayıldım. Mutfaklarını yenilediler, dolaplar beyaz gri ankastrelere yemek bölümü için de mor lila tonlarını seçmiş.



2 Temmuz 2010 Cuma

Beklemek

Her iş de bir hayır olduğuna inanırım. Kazanın hayırlı tarafı da sadece maddi hasar olması, arabanın perte çıkması ve bu vesile ile bizim araba yenilememiz oldu. Geçen haftadan beri yeni araba için  model ve 2. el mi 0 km mi olsun diye karar vermeye çalışıyorduk. En sonunda dün Otokoç'a gittik ve yeni araba almak için işlemleri başlattık.

Tek kötü yanı ise 2011 model olması için arabanın ay sonu gelecek olması  ve Ağustos ayında trafiğe tescil edilmesi gerektiği. Maalesef 1 ay 1 hafta bekleyeceğiz. Benim gibi sabırsız biri için zor tabi. Internetten bile alışveriş yapmama sebebim aldığım şeyin hemen elimde olmasını istememdir. Beklemeyi öğreneceğim sanırım.

Her keze tatlı hafta sonu dilerim