31 Mart 2011 Perşembe

Gaia Teorisi


Avrupa Komisyonu yetkilileri çok önemli, son derece gizli bir meselenin çözümü için sizin yardımınızı istedi.
Karınız hiç tanımadığınız bir adamla birlikte dünyanın öbür ucundaki bir adaya gönderildi ve onlardan hiçbir haber alamıyorsunuz.
Korkunç bir fırtına yüzünden bir dağın zirvesinde, gizemli bilimsel olayların ortasında mahsur kaldınız.
Bu arada son elli yılda seri katillerin sayısı on kat arttı.
Ve şiddet kapıda…
Hâlâ korkmuyor musunuz?


Korksanız iyi olur…  ( Kitabın arka kapağından )

Bu kitabı satış görevlisinin tavsiyesi ile almıştım. Kitabı çok beğendim tavsiyelerini hep dikkate alacağım :)

Malum küresel ısınma nedeni ile mevsimsel farklılıklar yaşıyoruz. Kitapta bu farklılıklar iyice artıyor, seller, fırtınal, doğal afetler ...  Doğaya karşı duyarsızlığımız devam ederse ileriki yıllarda yaşayabileceklerimizi görüyoruz. Kitap bir doğal afet sonrası yaşamda kalma çabasından bahsetmiyor. Çok daha fazlası var. Kitapta mevsim anormalliklerine alışılmış, ama doğa yıllarca yapılan haksızlığın karşılığını yavaş yavaş insanoğluna veriyor.

Maalesef insanların, yanınızda yürürken tükürdüğü, sümkürdüğü, arabanın camından çöpü dışarı fırlattığı bir ülkedeyiz. Dışarıda wc'lerde sular açık bırakılır,bu hiç anlamlandıramadığım birşey. Kapatmak zor  mu? Aklım hiç almıyor, su akarken arkanı dönüp nasıl çıkabilirsin? 3 yıl önce çektiğimiz susuzluk da bir ders olmadı sanırım

Doğayı korumak çevreye saygılı olmak için önce aileleri eğitmek gerekiyor. Duyarsız anne babalardan çocuk ne öğrenebilir ki?

28 Mart 2011 Pazartesi

Tam Tersi

Bu mevsim değişkliklerin neden böyle yan etkisi var ki :(  Sebepsiz, anlamlamsız sıkıntı hali var bende. Tabi uykusuzluğun da etkisi çok. Hafta içi zor kalkarken, cumartesi 06:50 de uyanmak ne demek tabi suç gözüme giren güneşte. Günü kaçırmıyım diye erken uyanıyorum ama bu kadarı da fazla canım. Pazar sabahı da 08:00 de uyandım bugün erken kalkmam gerekiyor ya. Tabi durum tam tersi yataktan sürünerek kalktım, hala uykuda gibiyim.

Herkeze güzel bir hafta dilerim :)

23 Mart 2011 Çarşamba

Hemşerim Memleket Nire?



Nerelisin diye başlayan sorular beni deli ediyor.Nereli olduğum ne fark eder? Neen önemli?  İstanbullu'yum cevabı kabul edilmiyor. Hemen arkasından baban nereli? sorusu geliyor. Oda İstanbul'da doğmuş büyümüş deyince eeee deden nereli? sorusu geliyor. Dedem Konya'da doğmuş ama İstanbul Erkek Lisesi'ni kazanınca gelmiş sonra Üniversiteyi de burada okumuş. Babannem Konya'da doğmuş ama 6 yaşında İstanbul'a yerleşmişler.  Daha cümleyi tamamlayamadan bak işte Konyalısın cevabı ve yeni birşey keşfetmiş gibi yüzlerine bir mutluluk çöküyor. Onlar Konya'da doğduğu için ben neden Konyalı oluyorum anlamak zor. Konya'ya sadece ilk defa gittiğimde 7 yaşındaydım, sonrakinde 11 ve bir daha da gitmedim. Yani şehirle hiçbir duygusal bağım yok.

Anneannem ve dedem Çatalca'nın köyünde doğup büyümüşler annemde orda doğmuş ve evlenene kadar orda yaşamış. Bende tatillerimin çoğunluğunu orda geçirirdim. Tabi evlendikten sonra iş güç derken İstanbul'a 1 saat uzaklıkta olmasına rağmen daha az gidebiliyorum. Anneannemler çok sık İstanbul'a geldiği halde köyü özlediğim için fırsat buldukça gitmeye çalışırım. Bu durumda İstanbulluyum sözü kabul edilmiyorsa ben Çatalca'lı olabilirim, çünkü orası ile aramda duygusal bağ var.

Ama nedense bizim toplumda baba tarafın nereli ise oralı sayılıyorsun. Bu nerelisin sorusu karşısında artık pes ettim, çünkü böyle bir soruyu soran nesiller öncesine giderek nereli olduğunu bulmaya çalışıyor. Artık kısaca Konya deyip geçiyorum :) Ama içimden hep Barış Manço'nun şarkısı "Hemşerim Memleket Nire" 'yi söylüyorum. "Bu dünya bizim memleket"

21 Mart 2011 Pazartesi

DVD Keyfi

Bloga giribilmeyi başardığım nadir aanlardan birindeyim. Birşey yazamaz başkalarını okuyamaz durumdayım. Yasak kalktı ama bana hala devam ediyor sanırım. Son günlerde ne zaman açmak istesem malum kırmızı yazı ile karşılaşıyorum.


Bu hafta sonuna ait yazacğım başka bir yazı vardı. Ama fotoğraflar evde kalınca görselsiz bir anlama ifadee etmeyeceği için başka bir konuya geçiyorum. Yağmurlu bir gün; evde kalıp DVD izlemek için en uygun zamanlardan biri. Sevgili Selin'in tavsiyesi ile Don't Look Back'i  haftalar önce D&R'da promosyonlu fiyattan bulunca hemen almıştım. İzlediğim en güzel gerilim filmlerinden biriydi. Jeanne evinde ve kendinde bazı değişiklikler farkediyor, fakat kendinden başka kimse bunları farketmiyor. Aynaya baktığında başka bir yüz görmeye başlayınca herşey daha da zorlaşıyor. Çok güzel kurgulanmış harika bir film. İtalya'da çekim yapılan sokaklara bayıldım.  İzlemeyenlere kesin tavsiye ederim. Ve Selin'cim böyle güzel tavsiyeleri herzaman bekliyorum :))



Diğer film ise Inspection; sanırım çoğu kişi izlemiştir nedense biz izlemeyi ertelemişiz. Dom ve ekibi, uyku esnasında insanların bilinçaltına giriyor ve gizli bilgileri çalıyorlar. Yani hırsızlar :) Görüntüleri ve farklı konusu ile çok güzel bir filmdi. Bu filmdeki görüntüleri izlerken Muhteşem Yüzyıl'daki savaş sahnesi gözümün önüne geldi. Bilgisayar oyunlarındaki sahneler bile ondan daha gerçekci görünüyordu.  O sahnelerden sonra Muhteşem Yüzyıl'dan soğumuştum zaten izlemiyorum artık.

15 Mart 2011 Salı

Alacakaranlık

Blog yasağı kalkıyormuş, bu haber son gunlerde aldığım en iyi haberdi. Arada kaçamak yapıp bloga bakmak istemek ama kırmızı yazı ile karşılaşmak kötüydü. Bir daha böyle bir sorunla karşılaşmayız umarım. Bende  fotoğraf yükleyememe sorunu devam ediyor ama oda düzelir sanırım.


Bu arada ben yeni kitaplar okudum. Vampirlerle ilgili hikayeler ilgimi çekmiyor diye bu seriye hiç ilgi duymadım. Arkadaşımdan kitap alırken bunları tavsiye etti . Okuyarak bir  önyargımı daha kırmış oldum. İlk üç kitabı arka arkaya okudum. Kitabın konusu malum; vampir Edward ile Bella'nın aşkı ve karşılarına çıkan sorunlar. Şimdi 4. kitabını arıyorum :) Bu seriyi sevsemde genede başka vampir konulu kitap okumayı tercih etmiyorum. Artık çok beyaz ten, soğuk tenli birilerini görürsem şüphe ile yaklaşacağım :)

11 Mart 2011 Cuma

Süpriz :)

Ne gerek var dediğim çoğu şey zamanla ihtiyaç haline geliyor. Mesela evde internete gerek yok diyordum yıllar yıllar önce. Sonra bağlattık. Bilgisayar başka odada idi başına geçmek zor oluyor diye laptop gerekti. Sınırlı internet zamanla yetmez hale geldi sınırsıza geçtik.

Cep telefonunda internet ise bana göre tamamen gereksizdi. Evde işte, kime gitsen zatan var yoldada gerekmez diyordum. Taki geçen Cumartesi mailime bakmam ve grubun bir talebi için nette araştırma yapmam gerekene kadar hiç ihtiyaç duymamıştım. Internet cafelerde talep eksikliğinden kapanmış sanırım bende dışarıda olunca mecbur ofise geldim.

O günden sonrada cepten bağlanmak için internet paketlerini araştırmaya başlamıştım.  Son birkaç aydır Blackberry aşkı gönlümde büyük bir yere sahipti. Ve dün eve gittiğimde teknosa kağıdına sarılı bir paket beni bekliyor. Kabını açarken tahminler aklımda uçuşuyor bu boylarda telefon olabilir ama ya başka marka ise hafif endişe ile açınca karşımda Blackberry'mi buldum :)) Benim için tam bir süpriz oldu. Bundan önceki telefonumu da  aşkım süpriz almıştı ama ben alacağını tahmin etmiştim. Sanırım artık süpriz olayını tamamen öğrenmiş hiç açık vermedi. Çok çok güzel bir süpriz oldu.

Ben şimdi telefona ve cepten internet olayına alışmak için uğraşıyorum. Cumalar güzeldir ama bu Cuma daha da güzel :) Herkeze süprizli  güzel bir hafta sonu diliyorum.

8 Mart 2011 Salı

Şaşkın

Grup gitti ama bende bittim. Arta kalan iş çok nerden başlayayım diye düşündüm bulamayınca bir mola verip bloga bakıyım dedim. Ama bakamadım blog yok!!! engellenmiş!!! Yoğunluk nedeni ile gündemden o kadar uzak kalmışım ki bana kötü bir süpriz oldu. Bloga alışınca onsuz olmak zor. Bir kaç kişi dışında kimsenin maili bende yok. Nasıl haberleşeceğim, güne blogları okuyarak başlamaya alışmışım nasıl olacak falan derken çalan telefonla işe döndüm.

Şimdi baktım blog gözüküyor Ama ben anlamadım bir açılıp bir kapanıyor mu? Çoğu kişinin benim gibi düşündüğünden eminim, blogsuz olmaz. Tek çözüm com veya net'e mi geçmek. Onlarlada uğraşması bana zor geliyor buraya alıştım artık.

Böyle cevapsız sorularla kaldım ben :(

Bu arada hepimizin Kadınlar Günü kutlu olsun.