31 Mayıs 2011 Salı

Karışık


Önce dinlemek sonra anlamak. Sorunlarda böyle çözülmezmi? Ama cevabın hoşumuza gitmeyeceğini tahmin ediyorsak sormak gerekir mi? Sonuca ulaşmak için bu durumda göze alınır mı? Harekete geçmek veya  görmezden gelmek, seçim sana kalmış.  Bazen herşey kendiliğinden de düzelebilir buda bir çözüm...

Hergün aynı saatte kalkmak, aynı yollardan geçip işe ulaşmak, sonra aynı yollardan dönüp eve ulaşmak. Çay içtiğin bardak, otuduğun koltuk, kahve içtiğin fincanda  hep rutine bağlı kalsanda diğer rutinler zamanla sıkabiliyor. Dönem dönem böyle bir sıkıntı gelebiliyor işte o an sahil kasabası hayalleri de başlıyor.  Ama kaç kişi bu hayali gerçekleştirebilmiş ki ? Yada bu gerçekten senin hayalin mi? Sonra sıkıntı geçiyor , tatlı hayale veda ve rutine dönüş sıkılmadan hayata devam.

Polyanna olduğun zaman bazısı sana imrenir, bazısıda iğneler "hep olumlu mu olmak zorundasın?" diye. Bazısı senin mutluluğun ile mutlu bazısı senin mutsuzluğun ile mutlu. Peki sen nasıl mutlusun? En iyisi bazı şeyleri gör bazı şeyleri görme,  kararında Polyannacılık oyna...

27 Mayıs 2011 Cuma

Yedikule Hayvan Barınağı



Yedikule Hayvan Barınağı sokak hayvanlarının, terkedilen köpeklerin tekrardan mutluluğu bulduğu bir yuva. Bahçeden içeri girdiğinizde biranda havlamalar sizi ürkütebiliyor. Ama sonra bunun sadece sevgi gösterisi olduğunu anlıyorsunuz. Birini sevmeye başladığınız anda etrafınız diğerleriyle sarılmaya başlanıyor. İstedikleri tek şey sevilmek.

Birara her hafta sonu uğruyorduk, yemek dağıtılmasına yardımcı olmak, hasta köpeklerle ilgilenmek yapılabilcek şeyler. Yada sadece sevgi göstermek yeterli. Fotoğraflar gittiğimiz günlerden birine ait. Ordayken kapıya terkedilen bir köpek vardı, onun korku ile titremesi hala gözümün önünde. gecici bir heves ile alıp sonra kendi haline bırakmak vicdansızlık. Bu nedenle barınağın kurucusu Meral abla köpek sahibi olmak için gelenleri sıkı bir incelemeden geçirdikten sonra verip vermeyeceğine karar veriyor. Köpeklerin terkediliş acısını yaşamalarını engellemenin tek yoluda bu.



Köpeklerden korkuyorum gidemem, yada vaktim olmuyor derseniz web sitesinde aylık yayınlanan ihtiyaç listesini inceleyerek yardımcı olabilirsiniz. Gitmek istersenizde yanınızda yedek bir kıyafet bulundurmayı unutmayın :)

http://www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com/ 

Herkeze keyifli bir hafta sonu dilerim...

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Yazılı Olmayan Kurallar

Evde  dısarıda giyilen ayakkabı ile gezilmesini sevmiyorum. Dışarıda çamur olmasa da, araba ile gelmiş olsanda, arabadan inip dairenin kapısına kadar yürüyünce ayakkabı kirlenmiş oluyor. Ben sokak kapısın önündeki girişe bile ev terliği ile basmazken evde sokak ayakkabısı ile gezmek bana göre değil. İşin kötüsü böyle düşünüyorum ama öyle yapanada birşey diyemiyorum. Arkadan bastığı yerleri çamaşır suyu ile silmek bana kalıyor. Ama özel bir davet de ayakkabı ile girilmesine birşey demem tabi :) Ben küçüklüğümden beri alışmışım, annemler ev gezmesine gittikleri zaman yanlarında kıyafetlerine uygun sadece evde giyilen bir ayakkabı götürürdü. Hem kendin şık olursun hem ev temiz kalır :) Yabancı filmlerde ayakkabı ile yataklarına bile rahatça  uzanıyorlar ya , o nevresimleri alıp hemen yıkayasım geliyor :))

Diğer sevmediğim ise bu ara soyunma odasında devamlı rahat hatunlara denk gelmek.  Dolaba eğilmişim  birşey koyuyorum tam geri dönerken çıplak bir popo ile aramda  1 karış mesafe, ayakkabımı bağlıyorum başımı kaldırıyorum bir çift göğüs dibimde. Neyseki herkes bu kadar rahat değil ama arada bu sekilde duşlara kadar gidenler, bu şekilde saçlarını kurutanlar yani bayağı zaman geçirenler var. Amacım kimseyi eleştirmek değil ama çıplak bayan görmekde pek hoşuma gitmiyor.

Otellerin restaurant bölümünde genelde " plaj kıyafeti ile restauranta lütfen girmeyin" tarzı bir yazı olur. Bu yobazlık gerilik değildir, herşeyin bir yakışığı vardır. Artık modernlik, farklılık, rahatlık adı altında  heryerde herşey yapılıyor, giyiliyor . Ödül törenine kot pantolon ile giden var. Bence yakışmıyor, yazılı omayan görgü, ahlak kurallarını unutuyoruz sanırım.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Atlıtur


Hafta sonu için farklı bir şeyler yapmayı düşünüp sonra ertelerken fırsat sitelerinde karşımıza çıkınca ertelemek için bahane kalmıyor. At binmeyi istediğim için eşim fırsat sitesinde kahvaltı sonrası at binme dahil bir paket görünce hemen almış. Güne Gümüşdere'deki Atlıtur'da  kahvalı ile başladık. Kahvaltı pek leziz değildi ama keyfimizi bozamadı.


At sevgimden , küçükken at sahibi olmak istediğimden daha önce bahsetmiştim. Bu ikinci binişimde anladım ki binicilik hiçde bana göre değilmiş. Daha önce ilk seferim diye korktum sanmıştım ama bu seferde at yürüken sağa sola kaydıkça düşücem diye sürem dolmadan erkenden indim :(


Tesis deniz kenarında olunca sahilde dolaşma imkanımızda oldu. Güneş pırıl pırıl hafif bir esinti ile hava mükemmeldi. Açıkda gözüken yük gemileride olmasa manzara daha güzel olacakdı.  Akşamda kuzenim ve kız arkadaşının evlilik yolundaki ilk adımlarına tanıklık ettik. İsteme ve söz  merasimi ile güzel bir gece oldu. Ailemize çok şeker biri katılıyor :)

Herkeze güzel bir hafta dilerim :))

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Istanbul


Karlı, yağmurlu, güneşli, kapalı Boğaz manzarası her daim güzel.



Trafiğinden, kalabalığından şikayet etsekde Istanbul her güzelliği bir arada sunuyor. Şehir hayatından sıkılınca; ormanlarda korularda bir gün geçirip doğa ile hasret giderebilirsiniz. Ve böyle sevimli sincaplar karşınıza çıkabilir.  

Bazen kaçmak istesemde İstanbul'da yaşamayı seviyorum.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Haftasonu


Paşabahçe'de bu kuşlu serinin üç farklı modeli var. Geçen yaz farklı bir modelini arkadaşıma hediye almıştım. Sonra her gittiğimde kendime almak için niyetlendim sonra alırım diye vazgeçtim. Geçen hafta  Paşabahçe'ye uğradığımda kuşlu serinin yerinde olmadığını görünce büyük bir hayalkırıklığı yaşadım. Sonra dolaşırken tekrar karşıma çıktılar, sadece yerini değiştirmişler. Tabi bu sefer başka zamana bırakmayıp hemen aldım. Çok sevimliler baktıkça yüzüme bir gülümseme yayılıyor :))

Alışveriş isteğimi daha fazla engelleyemedim ama tavsiyenize uyup  outlet mağazalardan oluşan Via Port'a gittik. Kurtköy'de olduğu için biraz fazla uzak ama olmayan mağaza yok.  Tavsiye ederim fiyatlar oldukça uygun. Ben 2 stiletto, 1 babet ve şort ile alışveriş istegimi biraz törpüledim. Ama tabi daha alınacak çok şey var :) 

Herkeze güzel bir hafta dilerim...

12 Mayıs 2011 Perşembe

Alışveriş


Alışveriş merkezinde saatler geçirip, elimdeki torbaları taşıyamayacak duruma gelene kadar alışveriş yapmak istiyorum. Geçen ay alışveriş hakkımı mecburiyetten spor kıyafetleri ile doldurdum. Sporla daha önce ilgim olmadığı için alınacak şeyler çok oldu.  Bu ay ise kuzenimin Haziran başındaki nişanı, Temmuzdaki arkadaş çocuğunun sünneti ve yeğenimin sünneti için kıyafet bakıyorum. Elbisesi, ayakkabısı, çantası derken fiyatlar uçuyor. Erkekler ne kadar rahat bir takım ile bir kaç düğünü birarada çıkarıyor. Biz ise her düğün, nişan için ayrı bir kıyafet almak zorundayız. İkinciye giyilme şanslarıda fazla olmuyor. E birde eşim var tabi. Malum eşim çok fazla kilo verdiği için ona yeni bir gardolap düzmek gerekiyor.

Bense şimdi günlük şeyler için alışveriş yapmak istiyorum, gezdikçe beğendiğim her şey arkamdan beni al beni al diye bağırıyor pek kırmak istemiyorum :))

10 Mayıs 2011 Salı

Sessizlik

Anneannem, teyzemler, ablamlar, kuzenim kız arkadaşı ( yakında gelinimiz olacak ) Cumartesi hep beraber bizdeydik. Anneler gününü bir gün önceden kutlamış olduk. Ablam, yeğenlerim ve annem gecede kaldılar. Geç saatlere kadar oturduk. Sabah ablamlar gitti annemi bırakmadım. Birden herkez gidince evde büyük bir boşluk oluyor ve sıkıntı basıyor.

Çok güzel bir gündü ama kalabalıkta bir süre sonra bir yorgunluk çöküyor üstüme. Yüzümden de anlaşılıyor sanırım ki dedem bile "kızım sen çok yoruldun hadi biz kalkalım" dedi. Hem kalabalığı seviyorum hemde yoruluyorum. Sanırım bunun nedeni karı koca çekirdek ailemizde sessizliğe çok alışmış olmamız. Bir köpeğimiz var ama oda yaşlandığı için artık çoğunlukla uyuyor. Sessiz sakin bir ev yani :)

Tabiki günün ana konularından biride bebek muhabbetiydi. Daha düşünmüyor musunuz? soruları oldu. İlerde pişman olmayacağımı bilsem pek düşünmüyorum. Geçenlerde arkadaşlarla kahvaltıya gittik 1,5 yaşlarındaki ufaklık yerinde hiç durmadığı için kahvaltıyı bile düzgün edemediler devamlı arkasında koşturmak gerek. Başka bebekli bir arkadaşa kalmaya gittiğimizde gece devamlı ağlama seslerini görünce en iyisi böyle diyoruz. Tabiki bunlar normal şeyler sevgisi farklıdır, fedekarlıklarından kimse gocunmuyor ama bizim gibi rahata alışınca göze batıyor. Sonra eve dönünce home sweet home oluyor.

Ama dışarda güzel bir bebek görüncede özenmiyor değilim. Tabi bu özenme faslı kısa sürüyor :)

6 Mayıs 2011 Cuma

Leyleklerin Uçuşu ve Hıdrellez



Sevgili arkadaşım Meyra'nın tavsiyesi ile Leyleklerin Uçuşu'nu okudum.  Daha önce 3 kitabını okuduğum Jean Christophe Grange'in bu kitabını da çok beğendim.

Kısaca konusu; kuş bilimci Max Böhm taktığı halka ile ayırt ettiği  leyleklerin göçlerini inceler. Bu sene leylekler geri dönmeyince Lois ile göç yolu üzerinde yolculuğa çıkıp leyleklerin dönmeme nedenini bulması için anlaşır. Lois'i bu yolculuğunda tehlikeler , süprizler ve gerçekler beklemektedir. Sürükleyici keyifli bir roman. 

Dün gündüzen hıdrellez olduğunu biliyordum. Akaşmda bende olan annem ile gene konuştuk. Dileklerimi yazacağımı, cüzdanı balkona koyacağımı söyledim. Sonra bu konuşmamaları ben yapmamışım gibi hepsini unutup yattım.  Sabah kalkıp yüzümü yıkadıktan sonra aklıma ilk gelen bu unuttuklarım oldu çok üzüldüm. Ama yürekten isteyince herşeyin kabul olduğuna inanarak bu akşam unutmadan yapacağım. Hem ablam bana 2-3 gün boyunca cüzdanını balkona koyabilirsin demişti. Sanırım beni kandırmamıştır...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Dövmem...

Kuzenimin dövme yaptırmasını duymam ile dövme yaptırma isteğimin canlandığından bahsetmiştim. Haftasonu dövmesini gördükten sonra ise daha fazla etelemem gerektiğini anladım. Ve vakit kaybetmeden pazartesi akşam üstü ilk dövmemi yaptırdım. Bilek ve sırt orasında kararsız kaldıktan sonra omzuma bir kelebek kondurdum :))

Dövme yaptıralan yeri seçmede en önemli etken steril bir ortam olması. Kuzenlerimin ve arkadaşlarının seçimlerine güvenerek onların yaptırdığı yeri seçtim. Benim merak ettiğim şey ne kadar acıyacağıydı. Fazla acı veren birşey değilmiş, çoğunlukla hafif bir iğne batması hissediyorsunuz.

Yaptırdıktan sonra en önemli şey bakımı oda kolay zaten. Günde 3-4 kez merhem sürmek yeterli oluyor. Terlememek gerektiği için spora gidemiyorum ve 2 hafta havuz yasak. Beni kısıtlayan tek şey bunlar oldu.

Görebildiğim bir yerde olmadığı için sıkılmam da söz konusu olmaz diye düşünüyorum, hatta henüz varlığına bile alışamadım yokmuş gibi geliyor. Şimdiden ilerde ikinciyi yaptırmayı düşünmeye başladım :))