30 Mayıs 2010 Pazar

Haftasonu


Aşkım çalışınca, ama insaflı davranıp arabayı bana bırakınca annemle banada gezmek kaldı. Uzun süren kahvaltı sonrası kendimizi önce İstinye Park sonrada sahilde bulduk. Yeni gladyatör ayakkabı alınca, gezim daha da keyiflendi.

Bu saatler gelince haftasonu bitmiş gibi geliyor. Hiç sevmiyorum bu saatleri :(  Pazartesi için son hazırlıklar başlıyor, fön, ütü vs. Yani şimdi iş çok maalesef


27 Mayıs 2010 Perşembe

Bana Sorsalar

Çok isterim bu aralar her şey aynı sıkıldım derim,




Yok, bu aralar geceleri evde olmak istiyorum derim



Listem hazır hemen gidip alalım derim,





Eeee niye baştan bunu sormuyorsun ? Hiç vakit kaybetmeden hemen gidelim der, bavulumu hazırlamaya  başlarım.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Bu Aralar


Bu aralar gözüme hiç sevimli gelmiyor. Gece mızıklıyor ya da havlıyor. Geçen akşam da eşim birşeyimi var diye bakmaya gittiğinde ona bakıp odanın ortasına işemiş. Hafta sonu onu dışarı çıkardık, sonra biz hazırlandık, tam evden çıkacağız pat işedi. Üstelik yapmaması gerektiğini biliyor. Arada bizim kıza böyle estiriyorlar. E tabi banada estiriyorlar, böyle devam ettikçe bende ona küs kalacağım.

Yeğenim onlarla yazlıklarına gitmemi istiyor. İşim içinde çözüm bulmuş. Şimdi işten çıkacakmışım, bütün yaz onlarla kalacağım. Yaz sonu da gelip tekrardan başlayacakmışım. Tatlım benim ya çözümü hep yapmak istediğim şey, ama iş bulabileceğimin garantisi yok. Olsa hiç kırarmıyım ben onu :)


24 Mayıs 2010 Pazartesi

Haftasonu

Bebek sepetini götürdüm, anne ve baba adayımız çok beğendi, onların beğenmesi ile ben daha da mutlu oldum. Bebeğin beşiğini kendi odalarına hazırlamışlar. Bebek daha gelmeden eşyaları ile odaya mis gibi bebek kokusu yayılmış.

Akşam beraberce, başka arkadaşlarımızın  düğününe gittik.  Düğün sonrası yeni çifte gece kalacakları otele kadar eşlik ettik. Otel kapısından içeri girerken, odaya çıkamayacakları için, arkadaşlar damatın sırtına vurarak çifti uğurladılar. 5* otel kapısında bunu uygularken neyseki belboy dışında başka bir misafir yoktu. Gülüp geçerler miydi yoksa burda da bu yapılırmı derlerdi bilemiyorum. Ama biz gülmeyi seçtik :)

Çiftimizi dün alana giderken uğurladık. Tayland'daki Samui Adası'na gidiyorlar. Orda da ihtilal varmış, yeni bitmiş. İnşallah sorunsuz güzel bir balayı geçirirler.

Her düğün sonrası tekrar gelin olmak istiyorum. 10. yılımıza geldiğimizde büyük bir kutlama düşünüyorum. Çiçek ve mumlarla süslenmiş bir tekne olabilir. Gelinlik giyemesemde, azıcık kabarık beyaz bir elbise ile hevesimi alırım :) Ağustos'da 7. yılı dolduruyoruz, büyük kutlamaya 3 yıl kaldı :)

21 Mayıs 2010 Cuma

Bebek Sepeti


Canım arkadaşımın doğumuna az kaldı. Bu akşam yada yarın sabah onlara gidicez.  Minik yeğenim için kendimce bir sepet hazırladım. Sırada da şeker sepetini var. Malzemeleri aldım ama nasıl birleştiricem bakalım ?
Birini sevdiğiniz zaman, hamile haberini duyduğunuz anda aynı şekilde bebeğide sevmeye başlıyorsunuz. Bunu ilk ablamda yaşamıştım. Şimdi kardeşim gibi olan arkadaşımda yaşıyorum. Yeğenlerim 2 iken 3'e çıkıyor artık :) Alışverişe çıktığımda mutlaka bebek mağazalarını da uğruyorum. Bebek alışverişi çok zevkliymiş. Özellikle de kızlar için ne şeker şeyler var.

20 Mayıs 2010 Perşembe

Öğrencilik Yılları


Şehir dışında okumanın ve anlaştığın biri ile aynı evi  paylaşmanın keyfini yaşayan bilir. Sadece ders ve eğlencenin olduğu bir yaşam. Ev arkadaşımla beraber diyete girer gecenin bir vakti, kendimizi pastahanede spungle yerken bulurduk. Sonra arkadaşımın hoşlandığı çocuk ile aralarını yapmak için devamlı planlar kurardık. Yemeğe çağırmak, ders çalışmak için davet etmek gibi yeni ortamlar yaratmaya uğraşırdık.

Düzenli ve becerikli kızlar olarak erkek arkadaşlarımıza ev yemeği yeme imkanı sunardık. Arada yaptığımız içki gecelerini mezeler eşliğinde tatlandırırdık. Rakıyı sevmememe rağmen sadece mezelerin ve o sohbetlerin eşliğinde  içebilmiştim.

Sabaha kadar okey, 51 veya tabu oynayıp, günün aydınlanması ile uykuya yattığımız zamanlar olurdu. Sonra dedikodular ve yeni havadisler bitmezdi. Ben tabi bu dedikodulara "olayların yorumlanması" derdim. Çünkü iftira yok, yalan yok sadece kim kiminle napmış muhabbeti var :) Son aylar bizim ev toplanma noktası olmuştu, kız arkadaşını veya arkek arkadaşını arayan önce bizim eve bakardı. 3 kişi yaşıyor olmamıza rağmen, evde en az 5 kişi olurduk :)

Tatillerden sonra evimize geri döndüğümüzde kahvemizi yapıp " insanın evi gibisi yok" diyerek sohbete başlardık.  O ev hala benim için çok özeldir, yarı parasını ödediğim için kendime ait ilk evdi.
Bazen de bunalıma girerdik, ozaman öğrenci evinin olmassa olmazı mumlar ve tütsüler yakılıp bunalım yapılırdı. Ama çok kısa sürerdi, hemen efkar dağılır, kahkahalar başlardı.

Şimdi hep o günlere dönmek isterim. Tabi eşimle o dönemler çıktığımız ve aynı yerde okuduğumuz için oda bu isteğime eşlik eder :) İş güç, para derdi olmadan, yani ekmek elden su gölden misali yaşadığımız  en güzel yıllardı.



18 Mayıs 2010 Salı

Şaşkın


  Orta okul lise yıllarında kızlara peluş oyuncak almak neden modadır bilmiyorum. Özellikle sevgililer gününde her yer kalpli ayıcıklarla doluyor. Ben o yıllarda da sonrasında da bu tarz bir hediyeden hiç hoşlanmazdım. Eşimle çıkmaya başladıktan kısa bir süre sonra doğum günüm vardı. Yanlış hediye seçimi yapmasın diye  peluş oyuncakları sevmediğimi  ima etmeye çalışmıştım. Hatta işi garantiye alıp ev arkadaşım vasıtası ile hiç sevmediğimi de duyurmuştum. Hediyenin ne olduğu önemli değildi, oyuncak gelmesin yeter :)

Ama nedense 19 yaşında bu peluş yani Şaşkın benim oldu ve onunla beraber uykuya dalmaya başladım. Şimdi de evde yanı başımızda bizimle oturuyor.

Bebek ise Kapadokya hatırası. Bu beklerin kıyafetlerine bayılıyorum. Pullu simli kadife eteklerle çok şıklar.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Edirne

Cumartesi günü ben gezme aşkı ile, aşkım gezmenin yanı sıra fotoğraf çekme aşkı ile dolunca Edirne'ye gittik.


 İlk durak Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği Selimiye Camii oldu. Camii ile yetinmeyip minareye bile çıktık. Bütün şehre hakim manzaraya rağmen, dik ve dar alanda 256 basamak çıkıp inmek bacak ağrısı olarak geri döndü :) Eski Camii de en az bunun kadar güzeldi.


Öğle yemeğini Meriç Nehri yanında bir yerde yedik. Meşhur ciğer tava ve ilk defa yediğim manda yoğurdu çok lezizdi.
Arasta Çarşı meyva sabunu, badem ezmesi, şekerlemeler almak için ideal. Cevahir AVM'den meyvalı sabunlardan yılbaşında  bize gelen arkadaşlarımıza hediye almıştım. Burdaki ucuz fiyatları görünce  kendime bütün meyvalardan aldım :)


Öğleden sonra 2. Beyazıt Külliyesini gezdik. 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü'nü, 2007 yılında ise Avrupa Kültür Mirası- Mükemmellik Kulübü En yi Sunum Ödülü'nü kazanmış. Medreshane bölümünde tıp öğrencilerinin kaldığı odalar ve derslikleri var. Odaların bir kısmında cerrahi uygulamalar canlandırılmış. Bazı odalarda eski tıp aletleri sergileniyor.
Darüşşifa bölümünde akıl hastaları su ve musiki ile tedavi ediliyormuş. Bu bölümde hekimlerin odaları, hasta odaları, tedavi odaları, eczane vb var. Edirne'ye yolu düşenlerin mutlaka görmesini tavsiye ederim.

Vaktimizi yettiği kadarı ile "Edirne'de yapmadan dönme" maddelerinin çoğunu yapmaya çalıştık. Yapamadıklarımız bir dahaki ziyarete kaldı :)

14 Mayıs 2010 Cuma

Bizim Balkon


Bu manzara bizim balkondan. Bahçeköy'de oturuyor olmanın en iyi yanı, ev ön hizada olunca böyle bir manzaraya sahip olabilmek. Başkada bir artısı yok buranın :)  Bu sene kurs yüzünden Temmuz'a kadar balkonun keyfini ne kadar çıkartabiliriz bilmem. Haftada 3 gün olan kurs 4 e çıkıcak. 10:30 gibi eve gelince balkona çıkıcak hal bile kalmıyor insanda.
Bu sene balkonu biraz renklendirmek istiyorum, renkli saksılar ile. Birde renkli sandalyeler istiyorum. Ama onlar dar diye eşim istemiyor. Hem renkli, hem geniş hem rahat sandalyalerden bulabilir miyim acaba ?

13 Mayıs 2010 Perşembe

Sweet Blog


Sevgili Pastel  ve Şeker Perisi beni tatlı blogger olarak seçmiş. Öncelikle teşekkür ediyorum. Kendisinin boluguda benim izleyicisi olduğum ve severek takip ettiğim keyifli bir blog.


Kurallara geçelim,


Bu ödülü 10 tatlı blogger'a gönderin.


Bu ödülle ilgili bir post yazın fotoyu ve ödülü göndereni yazın.


Ödülü blogunuza koyun.


Ödüllendirdiğiniz 10 kişiyi yorumla bilgilendirin.

http://stuven.blogspot.com/   
http://ehali.blogspot.com/
http://zizimbizim.blogspot.com/
http://duslerdenizi.blogspot.com/ http://zeynebinkelebekleri.blogspot.com/
http://fotografpenceremden.blogspot.com/
http://hayatiminrenkleri.blogspot.com/
http://lucywiththediamonds.blogspot.com/
http://annesiningulu.blogspot.com/
http://trendyandfriendly.blogspot.com/
http://www.haydins.com/

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Yeniler


Dün akşam kurs olmayınca, bizde direk eve gidince, yeni silikon kalıbımı deneme fırsatım oldu. Genelde yaptığım ıslak keki denedim. Bu keki borcamda yaptığımda ince oluyor, sosunuda dökünce browniye benzer bir tadı oluyor. Bu kalıplarda ise iyice kabarıp özüne dönerek ıslak kek oldu. Tadı güzeldi ben görüntüsünü de beğendim. Bir dahaki sefere kalıplara biraz daha az döküp bir de öyle deneyeceğim.

Evimizde yeni olan bir şey daha var artık. Aşkım çooook uzun zamandır,  dslr makina istiyordu. Ben ise gereksiz görüyordum. Ama bir arkadaşımızın 50d si ile çektiğimiz resimler ve dslr kullanan bloglardaki resimlerin netliğini, güzelliğini gördükten sonra ona hak vermeye başladım.  50d 'den ikna yolu ile vazgeçirerek canon 450 sahibi olduk. O çekeceği resimler için mutlu, ben blogumda net resimler olucağı için mutluyum :) Hem daha sonra 450 bana kalır, ona 50 d alırız, gene ikimiz de mutlu oluruz :)

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Mini Tur


 Sultanahmet tarafına gitmeyeli uzun zaman olmuştu.  Havanın güzel olmasından da faydalanıp, Topkapı Sarayı ve Ayasofya'yı gezdik.  Öncesinde 20 TL'ye müze kart aldık. 1 yıl boyunca tüm müzeleri ücretsiz gezebiliyorsunuz. Çok ekonomik oluyor :)
 Bütün gün aç kalınca, Eminönü'ne indiğimizde teknelerden ilk defa balık ekmek yedim. Genelde tezgahlardan bir şey yemem. Ama çok aç olduğum için mi bilmiyorum, çok lezzetli geldi. Bundan sonra ordan hep yiyebilirim. Galata Köprüsü'nün altında da bir şeyler içmek için bir mola verdik ve turu bitirdik.
  Bir dahaki sefer Yerebatan ve Arkeoloji Müzesi'ni gezicez. Sıcaklar bastırıp klimalı yerlere kaçmaya başlamadan önce bu havaları değerlendirmek gerek.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Anketör




Geçen gün iş çıkışı eşimle buluşucam, tam arabaya binmek üzerekyen, 2 tane kız yanıma geldi. "bebek bezi kullanıyor musunuz?" dedi. Soruyu algılamaya çalışırken, hayır dedim ama bir yandan aklımdan düşünüyorum. ben bebek bezi kullanıyor muyum diye. Sonra bebeğiniz yok mu yani dediler. yok deyip arkamı döndüm.
Bunlar sözde anketörmüş, bir mibüsle getirmişler bunları, içinden 20 kişi falan inmiş ellerinde dosyalarla.
Bu nasıl bir iletimşizliktir ben anlayamadım. Bir anketör düzgün cümle kurabilmeli, konuya nasıl giriş yapıcağını bilmeli. Firmaya yazık bunlar hiç anket yapamaz bence. Eşim görmüş, benden önce pusette bebeği ile geçen kadınada aynı soruyu sormuş, kadın bir bebeğine bakmış, bir kıza yok kullanmıyoruz deyip yürümüş.
Aslında bende sorunun şokuyla doğru cevabı veremedim, öyle bir soruya 27 yıl önce bıraktım bebek bezi kullanmayı falan demeliydim.

4 Mayıs 2010 Salı

Vitrinden Dolaba Dönüşüm


Yemek odamızı alırken,  satıcının gümüşlük diye adlandırdığı, aslında vitrinin biraz küçüğü bir mobilyamız oldu. Uzun süredir salonda fazlalık gibi durmaya başladı. Ama atmayada kıyamadım.

Yatak odamdaki dolaba artık sığamadığım için, raflı bir dolap daha eklemek istiyordum. Yemek odası ile yatak odasındaki mobilyalar aynı renk olunca, vitrinin camlarını kağıt ile kaplayarak yatak odasında kulllanmaya başladım. Böylece hem salonumda yer açıldı, hemde yeni dolap masrafından kurtuldum.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Haftasonu


Stor yaptırırken en tedirgin eden şey yıkama işlemiydi. Taktırırken öğrenmeye çalıştım. Ama genede 6 ay boyunca, takamam diye yıkamadım. Cumartesi günü perdelerin renk değiştirdiğini farkedince yıkamak şart oldu. Yıkadım, ütüledim ama takamadım :) İmdadıma becerikli eşim yetişti. Maç seyretmesine rağmen, büyük bir centilmenlik göstererek takıp ayarınıda yaptı. Artık her ay yıkayabilirim perdelerimi :)

Pazar günü ise sevgili Ayşen ve Hilal'in organize ettiği blog yazarları buluşmasına gittim. Kahvaltı eşliğinde güzel bir gün geçirdik. Hem izlediğim blog yazarlarıından gelenler ile tanıştım hemde yeni blog yazarı arkadaşlarım oldu. Hepinizi tanıdığım için çok memnun oldum. Bir dahaki buluşmayı sabrsızlıkla bekliyorum. Makina götürmeyi unuttuğum için maalesef fotoğraf çekemedim.

Yazıya ek: Burcu'dan gelen resimle yazı resimsiz olmaktan çıktı. Teşekkürler Burcucum:))