29 Şubat 2012 Çarşamba

Ördüm,Örüyorum....

Daha önce el işlerine olan ilgisizliğimden heleki örgü sevmediğimden bahsetmiştim. Etrafta böyle bilinince ufacık birşey yapınca herkes şaşırıyor. Geçen sene ördüğüm battaniye  ailede hala konuşuluyor. Bende boş durmayıp örmeye devam ettim.


Bu senede yıllar önce bir heves başlatıp kenarda bekleyen atkımı bitirdim. Saç örgüsü keyifliymiş :)



Bu sene bol bol boyunluk/snood ördüm. Ördükten sonra en güzel kısmı süslemekti, küçük dantellerler, boncukla süsledim. Ama çoğunu hediye verince, kendime hiç kalmadı. Bende aşkıma ördüğüme el koydum. Ona yenisini öreceğim.


Sonra ablam bana yukarıdaki şalı başladı, hep aynı şeyi örüyormuşum biraz farklı olsunmuş. İyi hoş ama bu ör ör bitmiyor. Boyunluklar 2 günde bitiyordu, devamlı farklı renge geçiyordum. Şalı ördüm ördüm, yarısını biraz geçtim sonrada kenara kaldırdım. Kanaviçeye başladım, şal sanırım biraz bekleyecek. Halbüki ben battaniye örmüş insanım :) ama anladım ki battaniyede olsa motif motif olunca, parça parça bitirmek bana kolay geliyor. Uzun zaman alan tek parça örülen şeyler beni biraz sıkıyor. Eee şimdi baharda geliyor, bunun bitmesi sanırım seneye kalacak.

27 Şubat 2012 Pazartesi

1+1 de Olabilirmiş


Havalar iyice ısınmadıkça bizim kahvaltılar evde oluyor. Açık havada oturamayınca, dışarıda kahvaltı bana keyifli gelmiyor. Pazar sabahıda arkadaşlara gittik. 2+1 evim bana küçük gelip sığmakta zorlanırken, arkadaşların 1+1 evine hayran kaldım. Evine göre eşya alıp fazlalıklarla doldurmayınca nasılda ferah ve şeker bir ev oluyor.

Her baharda yazlık kışlık değişimi yaparken verilecekleri ayırıp veriyorum. Ama bu bahar kıyafetlerin yanısıra lazım olur düşüncesiyle veremediklerimden de vazgeçeceğim. Fazlalıklardan kurtulup eve ferahlık katmanın zamanı geldi.
Birde kahvaltı yemek sonrası kahvesiz olmuyor. Tabi fal bakan birileri olsa dahada güzel olurdu.

Keyifli haftalar olsun bize :)

24 Şubat 2012 Cuma

Okuyamadığım Bloglar

Bu sorun sadece bende mi bilmiyorum ama severek takip ettiğim http://keskegercekolsa.blogspot.com/ ve http://kaymaklikadayif.blogspot.com/ kumanda panelinden tıkladığımda sayfaları açılıyor ama yazı gözükmüyor.  Her blogda olmadığı için sanırım genel bir problem değil ama sevdiğim blogları okuyamamak kötü. Bir çözümü olan var mıdır?

Birde takipe alan bloglara bakmak istediğimde bazılarının profilinde blog adresleri yazmıyor. Bu sanırım kişisel tercihleri ama sayfalarına ulaşamamak bence kötü.

Haftanın sorunlarını sıraladıktan sonra işe dönüp bügün çabuk geçmesini diliyorum. Çok güzel bir haftasonu bizim olsun :)

22 Şubat 2012 Çarşamba

En Kullanışlı Rende...


Havuç ve lahana salatasına bayılsamda rendelemek işin içine girince yemesemde olur tavrındaydım. En güzeli bu işi aşkıma devretmek oldu, zahmet çekmeden keyifle yemek için yapılacak en doğru hareketti. Hatta daha öncesindede pratik rendeyi bulunca yazmıştım ama oda bilek yoruyordu. Sonunda en iyisini buldum :) Moulinex Fresh Express'in reklamlarını görünce acaba nasıldır diye merak ederken, ablama gittiğimde onda gördüm memnun olduğunu görünce bizim evde de yerini aldı.


Artık salatayı hazırlamak keyifli vede hızlı, yıkanması gereken fazla aparat olmamasıda çok daha kullanışlı olmasını sağlamış. Farklı rende seçenekleri ile herşeyi rendelemek mümkün. Ablam çukulata ve peynir rendelemede da başarılı olduğunu söyledi. Ben şimdilik sadece havuç ve lahanayı denedim. Lahanayı az az koymak gerekiyor,fazla koyunca biraz zorlandı. Kutusundan çıkan  tarif kitabıda bonusu oldu.


Rendelemekten kurtulmak istiyorsanız tavsiye ederim. Biraz reklamvari bir post oldu ama niyetim rende çilesine derman olmak :)) Makina hediye ama firmadan değil kayınvaldemden, yani memnuniyetim  hediye olmasına bağlı değil :)))


20 Şubat 2012 Pazartesi

İstedim Oldu :))

Evetttt geçen haftaki dileğim kabul oldu, Cumartesi günü güneşli pırıl pırıl bir gün oldu. Bizde kahvaltımızı edip hemen kendimizi dışarı attık. Ablam ve çocuklarla beraber 12:30'da evden çıkıp 20:05'de eve döndük. Kabataş, Taksim, Nişantaşı derken ayaklarımızın ağrısına daha fazla dayanamayıp pes ettik ve turu bitirdik.




Bol alışverişli bir gün oldu, herkes birbirini kendine göre bir mağazaya çekiştirdi. Bende hazır ablam yanımdayken aklımdaki bir alışverişi de araya sıkıştırdım ve tuhafiyeye uğradık. Danteli fazla sevmem ama çarpı işi, su taşı ile kumaş üstüne veya kıl tela üstüne yapılan işleri çok severim.  Tuhafiyedeki alışverişde bu yönde oldu ve bu seti aldım. Kolalanmış kuması, iplikleri, çerçevesi ve  iğneside paketin içinde hazır, sizede hemen işe başlamak kalıyor.


El işlerindeki hocam olan ablam hemen öğretti ve işlemeye başladım. Kumaşın üstünde desen basılı olduğu için, üstünden gitmek kolay oluyor. Bana çok zevkli geldi, bakalım bitmiş hali nasıl olacak. Güzel olursa bitmiş halini paylaşırım, yok olmazsa ben yazmamış oluyum sizde hatırlamayın :))

16 Şubat 2012 Perşembe

Bir Umut




Uygun kıyafeti seçmek adına sabahları uyanınca hemen dışarıya bakıyorum. Dünde baktığımda heryer bembeyazdı, romantik sayılan bu görüntü beni çok bıktırdı. Yazın kış gelse diye dilerken böyle karlı bir kış olacağını tahmin etmemiştim.

Havalar biraz ısınsın mini İstanbul turu yapmak istiyorum. Hatta bu sefer Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası eşliğinde tarihi yarımadada yeni yerleri keşfetmeyi planlıyorum. Fotoğraf makinası ve aşkımda  yanımda olunca başka birşey aramam.

Öncelikli plan ise bu haftasonu için. Ablam ve yeğenlerim yarın bizi kalmaya gelecek. Haftasonunu beraber geçireceğiz. Çocuklar henüz İstiklal'i, Tünel taraflarını gezmediler. Cumartesi o tarafları gezdirmeyi düşünüyorum. Ben Taksim'i ilk teyzemle, Bodrum'u da ilk amcamla gezmiştim. Benim için hala güzel bir anıdır. İlerde onlarında benle böyle  güzel anısı olsun istiyorum, o taraflara gittiklerinde akıllarına ben geliyim :))

Meterolojinin yanılıp, karın fazla yağmaması için dualarımın yanısıra evrene bütün enerjimi gönderiyorum :))

13 Şubat 2012 Pazartesi

Yine Yeniden


Sanırım, Rumeli Feneri'ne gitmektende, burada paylaşmaktanda hiç sıkılmayacağım. Oranın tanıtımı için gönüllüyüm. Gerçi çok tercih edilmesi demek trafik demek, bu da bizim gidişimizi zorlaştırmak demek en iyisi böyle kalması.

Sabah arkadaşlarla kahvatı toplantımız akşam üstüde Rumeli Feniri'ne gitmemizle devam etti. Gitmişken her zamanki restaurantda balık yemeden de dönmek olmazdı tabi. Kahvaltılar, yemekler derken bu haftasonunu +2 kilo ile tamamladım.


Kahvaltılar, yemekler masadaki kişi sayısı arttıkça dahada keyifli hale geliyor. Yediklerimizin tadı bile daha güzel geliyor, yada keyfli sohbetten yemeklerin tadına takılmıyorsunuz :)


Keyifli, güzel bir hafta olsun :)

7 Şubat 2012 Salı

Önce Mantık



Elif şafak'ın daha önce Aşk'ını okumuştum. Onu da İskender gibi biraz zaman geçtikten sonra okumayı tercih ettim. Reklamı fazla yapıldığı için ve kısa sürede herkesin elinde gözükmeye başladığı zaman ilk başta okumak itici geliyor. Ama haklarında yapılan güzel yorumlardan sonra okumamak olmuyor.

 İskender'ide ben çok sevdim, konusunu bilmeyen yoktur sanırım. Ben bu kitapla tekrar anladım ki mahalle delikanlısı pozlarında gezen, ailedeki kadınların kendince namuslarını korumamakla görevli olduklarını sanan adamları hiç sevmiyorum. Hele birde bu pozlara bürünmüş ergen erkek çocukları yokmu, bazısı kendinde annesine karışma  hakkını bile buluyor. Yetiştirme ve çevre faktörü diyebiliriz ama İstanbul vb yerde yaşayıpta ( hatta kitaptaki gibi Londra'da  yaşayıp ) bu zamanda kendini yetiştirmeyi beceremeyen, kendi mantığını kullanamayan bu çocukları anlamakda zorlanıyorum. Herşey ailede başlıyor sonrasında eğitim ama çocuğun kişiliği de önemli. Bazen görüyoruz bir ailede iki kardeşten biri serseri, diğeri kendini geliştirmiş, eğitimli olmasa bile mantığıyla hareket edebiliyor.  Benim için öncelikli olanda bu; dünya klasiklerinin adını sayamayabilirsin, ekonomiden anlamayabilirsin.  Ama insanlara, çevreye, hayvanlara sevgili ve saygılı oldunmu herşey güzelleşir. Beraber yaşamamız kolaylaşır.

Kitapla ilgili kötü gelen tek şey kapakta kendi fotoğrafının olmasıydı. Benim gibi okumakta geçikenlere tavsiye ederim :)

3 Şubat 2012 Cuma

Yardımlaşmak



Hafta sonu tatili için planlarımızı yapıp sabırsızlıkla gelmesini bekliyoruz. Cuma sabahı ile bizi güzel bir telaş sarıyor. Bu hafta sonu planlarınızdan küçük bir süreyi çalmak istiyorum. Kütüphanenizin başında biraz vakit geçirip kitap ayırabilir misiniz? Sebebine gelirsek; bu hafta içersinde  bana gelen bir yorumda çok güzel bir projeden bahsediliyordu. Köy okuluna kurulucak kütüphaneyi oluşturmak için bizlerden destek bekliyorlar.

Konu ile ilgili detaylara bu linkten ulaşabilirsiniz. Ne kadar çok kişiye duyurabilirsek kütüphaneleri o o kadar  güzel olur :)

Hepimiz için bol keyifli, neşeli bir hafta sonu diliyorum :))

1 Şubat 2012 Çarşamba

İzler

Bedenimdeki izlere baktıkça  neden iz olarak kaldı demek  yerine bana anımsattıklarını hatırlamayı seviyorum.


Mesela, dizimdeki ize bakınca 6-7 yaşlarıma dönüyorum. Kıyıdan girip derinliğe bakmadan hiçbir iskeleden  atlamam gerektiğini öğretmişti. Halada tekneyle açıldığımızda bile önce başkalarının atlamasını bekler durumu gördükten sonra atlarım.


Kolumdaki dikiş izi beni 18 yaşıma götürüyor. Basit dikkatsizliklerin ani hareketlerin nasıl bir kazaya dönüştüğünü hatırlıyorum. Estetik dikiş atılmasına rağmen izler belirgin oldukları için pek sevmiyordum, ama zamanla ben büyüdükçe orda gördüğüm tek şey hayatın ne kadar önemli olduğu oldu.


Sonra ayak bileğimde bir iz var. Nişanımdan bir hafta önce düşmüştüm yara oldu yaranın kapanması çok uzun sürdü. Bir yıl sonra nikahtan bir hafta önce gene aynı yerde düştüm ve aynı yer yara olunca bana hatıra bir iz bıraktı. Onlara baktıkça iyi yada kötü niyetlide olsa nazara inanmaya başladım.

Sonra geçen hafta yanağımda bir sivilce çıktı, günler sonra geçti ama ufak bir iz bıraktı. İşte bu izin benim için hiçbir anlamı yok, olmasa daha iyiydi :)