30 Kasım 2011 Çarşamba

Mini Gezi

Beni tanıyıpta amcamı ve teyzemi ne kadar çok sevdiğimi bilmeyen yoktur. İkinci bir baba ve anne olmuşlardır. Çocukluk yıllarımdan itibaren haftasonlarının çoğunu ya teyzemde ya amcamda geçirirdik. Tabi burada iyi ve özel  bir enişte ve yengeye sahip olmamızın etkiside büyüktü :))


Evlendikten sonra beraber kalma şansımız pek olmadı. Ama bu haftasonu askerdeki kuzenimi ziyarete gideceğiz. Yengem şuan orda bizde cuma akşamı amcam, ablam ve ikiz kuzenlerimle yola çıkıyoruz. Pazara kadar beraber olacağız. Tıpkı eski günlerdeki gibi :))


Bu mini tatilin tek bir kötü yanı var. 8 yıllık evlilik boyunca aşkımla hiç ayrı şehirlerde olmadık. Maksimum ayrılığımız, bir grubumun organizasyonu için 4 gece otelde kalmamdı. İlk uzun mesafeli ayrılık olacak, ben çok özlerim onu. Ben Ankara Polatlı'da aşkım İstanbul'da. Neyseki sadece 2 günlük bir ayrılık :)

23 Kasım 2011 Çarşamba

Asker Kuzenler



Yazın amcamın oğlu mezun olunca tecil ettirmeden askere gitmeye karar verdi. Abim ve benden büyük kuzenim olmadığı için aileden askere gönderdiğimiz ilk kişi oldu. Haliyle tuhaf bir duygu belirdi. Ama Ankara Polatlı'da askerlik yaptığı için rahatız. Sadece özlem var.

Bu akşamda teyzemin oğlu askere gidiyor. Hiç asker yolu beklememişken 2 askeri bekleyeceğim :) Bu kuzenim  acemiliğinde Manisa ulaştırmada olacak, zırhlı araç kullanacakmış. Acemilik sonrasında çoğunlukla güney doğuya gönderdikleri için biraz tedirginlik ve korkuda var. Hakkında hayırlısı olur inşallah.  Bu akşam uğurlamaya gideceğiz,onu fazla hüzünlendirmemeli, teyzemi teselli etmeli. Tek çocuk olduğu için yokluğu evde büyük bir boşluk yaratacak. Aramızda 7 yaş olsada onlar benim gözümde  küçükler :) Bebekliğini hatırladıklarımız gözümüzde büyüyemiyor.

17 Kasım 2011 Perşembe

Birinde Sallan, Diğerinden Atla


Küçükken bu ağaç ne kadar büyük gözükürdü. Dallarındaki elmaya uzanmak için  ağaca tırmandığımız günleri hatırladım. Biz büyüdükçe, o yana doğru yatıp küçülmüş gibi. Ne çok anı var :)  arkadaşlarla dalllarında oturup sohbet ederdik,  en kalın dala asılıp sallanırdık, sonra gölgesine örtümüzü serip piknik yapardık.

Çoçukluğumu düşününce keyifli gelen anılarımdan biride bahçenin sonundaki evde yaşanmıştır. İnşaatı devam eden evin önünde kum tepesi vardı, ikinci katına çıkıp  balkondan o kuma atlardık. O kısacık süren atlama esnasındaki korku ve heyecan ne güzeldi.  Şimdi bir lunaparka gittiğimde kamikaze vb görünce dayanamam binerim, sonra dışardan bakınca nasıl bindim ya bir vida yerinden oynasa, falan diye korkarım. Çocukken o korku yok tabi, atla, yukarı çık tekrar atla, saatler böyle geçerdi. İnşaatın çabuk bitmesi üzücü olmuştu. Atlarken başıma birşey gelmedi ama bahçesinde koşarken bastığım paslı bir çivi yüzünden bayağı acı çekmiştim.

Yani  doğru söylemişler "inşaat alanına girmek tehlikelidir"

14 Kasım 2011 Pazartesi

Bir Bana, Bir Ona


Havalar soğuyunca evde oturmak biraz daha cazip geliyor. Evde oluncada elde oyalanacak birşey gerekiyor. Örgüyü fazla bilmediğim için kolaya kaçıp atkı ve snood örmek iyi geliyor. Birde geçen sene ablamın öğrettiği motifle bir battaniye örmüştüm. Gene yeni bir motif öğrenmek gerek. Örgü rahatlatıyor derler ya doğruymuş. Akşam eline alıp örmeye başlayınca iyi geliyor.

Birde iki kutum var, içinde keçeler, renk renk kurdelelar, danteller var. Geçen gün kutuyu elime alıp karıştırmaya başlayınca, ne yapsam derken bu iki taç çıktı ortaya. Siyahlı olan bana, beyaz olan güzel yeğenime. Bu aralar ofisde çalışmak yerine el becerimi geliştirecek kurslara gitme isteğim var.

Ama madem ofisteyiz şimdilik çalışmak gerek, güzel haberler alacağımız bir hafta olsun :)

11 Kasım 2011 Cuma

Bir Kedi ve Ben

14 - 15 yaşlarındayken bir sabah okula gitmek için evden çıktım. Apartmanın kapısını açacakken kapı önünde bir kedi görünce apartmanda mahsur kaldım :) Hemen babanneme seslendim, 5. kattan yoldan geçen bir adama seslendi "yavrum çocuk okula gidecek, kediden korkuyor kapıdaki kediyi alır mısın?" dedi. yardımsever adam kediyi alıp kapıdan çıkan beni görünce gülmeye başladı. Korkuyor deyince hayalinde küçük bir kız vardı sanırım :)

Ve bu sabah yaş 31 ofise gelirken, apartmanın önünde gene bir kedi var. Bu sefer daha cesurum kendim göndermeye çalışıyorum ama kedi etrafımda döndükçe, korkum ağır basmaya başlıyor. Gene yoldan geçen bir adamcağız kediyi alıyorda ben sağ salim apartmana girebiliyorum.

Benim böyle kedi maceralarım çoktur. Açık alanda otururken kedi kollamaktan yorgun düşerim. En sevmediğim kısımda "kedi seni yemez" lafıdır. Hayvanları sevmek kadar onlardan korkanlara da anlayış göstermek gerek.  Evde bir köpeğimiz olduktan sonra korkum biraz azaldı. Artık kedi görünce kaldırım değiştirmiyorum :) Ama köpekten de korkanlar olduğu için dışarıda tasmasız gezdirmiyoruz.  Yanından geçerken çeker misiniz diyenlere birşey yapmaz demiyoruz. Karşılıklı anlayışlı olmak gerek.

Ve bugün Cuma, neşeli güzel bir haftasonumuz olsun :))