Seyrek yazarım derken aranın bu kadar açılacağını bende düşünmemiştim. Ama herşey yazın verdiği rahatlığın suçu. İşyerinde yazma imkanım olmayınca, yaz akşamlarında sahilde gezmek yada balkonda oturmak varken, laptopu kucağıma alıp yazmak pekde cazip gelmedi açıkçası. Sonra sonbaharın gelmesiyle serinleyen havalarla balkondan içeri geçtik bu seferde suç benim tembelliğimdi.
Ama bakıyorum herkes sanki daha az yazmaya başlamış gibi. Bence suç twitterda, orada devamlı iletişim halinde olunca buraya daha az zaman ayırılyor. Ama uzun sohbetler için buranın tadı tabi başka.
Neler yaptın derseniz gezmeye devam ettim. Nereleri derseniz onlarda başka postun konusu olsun :)
Şimdilik kimleri gördüğümden bahsedebiliriz :)
Blogun bana kazandırdığı sevgili Selin ve Nihan ile tekrardan buluştuk. Tamda işde yoğun geçen sezonun bitimi ve bayram tatiline günler kala, bu buluşma bana doping gibi geldi. Saatler gene çabuk geçti tadı damağımda kalan bir akşam oldu. Ve kız kıza akaşam sohbetlerinin yerini başka birşeyin tutmadığını tekrar anladım. Hele birde çoğu konuya aynı bakış açısı ile bakıyorsanız birbirinizi daha da iyi anlıyorsunuz.
En son çocukken gittiğim Ankara'ya bu kış gitmeye kesin kararlıyım. Tabi şehri görmek bahane amaç hem Nihan'ı hem de Meyra'yı görmek. Selin'inde dediği gibi ilk fırsatta bir Ankara kaçamağı yapmalı.
Bu yazı aslında Meyra'nın bana gönderdiği hadi yaz artık mesajı ile oldu :) Canımcım inşallah devamı gelicek ben döndüm diyebiliriz. Ama bende seni twittera bekliyorum :))
Khiva #gün4-5
2 ay önce